Hayatla iletisimde: Günlük Tutasım Geldi

3 Kasım 2010 Çarşamba

Günlük Tutasım Geldi



Önceliklen bi arkadaşlara sesleniş hakkımı kullanıcam, sonra nerden çıktı bu günlük sevdası anlatıcam.

Pazartesi arkadaşlar toplancakmış, kurstan önce bende bi uğrim dedim.
Bende de bir şey vardır, nasıl oluyorsa her yere hep geç kalırım.
Arada zamanında da gitmişimdir de erken mi, asla okuyucu.
Gittiğimde her zamanki gibi herkes ordaydı, konuşuyorlardı.
Beni görünce millet sus pus.
Şööle gözlerimi kısa kısa üzerlerinde bir dolaştırışım var, 'ne döndürüyosunuz bakim siz'le desteklediğim bittiniz olm siz etkisi bırakacak türden.
Hepsinde bi yağmurda dışarda bırakılmış köpek yavrusu ifadesi, çok üzüldük diyorlar.
Meğer arkadaşın biri o sabah bloğu bulmuş bi yerden, okumuş bi önceki yazımı.
Yayılmış kara haber(!)
Öyle haldeler ki yani düşün ben o kadar üzülmemişimdir!
Yazıdan çok etkilenmişler?!
Yok o kadar abartılcak bir şey, öylesine içimden gelmişti o an yazdım dedim; oturdum.
Yani sevgilimle ne yaşadığımın reklamını yapanlardan olmadığımdan olsa gerek, kavgalıyız işte yerine biraz ayrıntı bulunca oldu bu halleri diye düşündüm.
Bir tanesi yüzüme baktı ve artık sana nasıl davranayım bilmiyorum dediii!
-Anlayamadım?
-Biz seni bizden bilirdik yani yoktu öyle kızsal durumların, ağlamaların meğer seninde varmış içinde duyguların...
-?!!?

Ama sevmiyorum ki duygularımı herkesin önünde yaşamayı, özelim benimdir diyorum,
Olaylara da mantıkla yaklaşmak lazımdır, soğukkanlılık diyorum,
Sonra da duygusuz oluveriyorum.
O yazıyı okuyan arkadaşım yorumlamakla ilgili yazdığımı da okusaydın ya boş yere yorulmazdın.

Günlük olayı ise uzun hikaye.
Şu an vize haftasındayız okuyucu.
İşten izinliyim.
Bugün de sınavım var diye dün bi plan yapmadım bütün gün evdeydim.
Ders çalıştım tabi desem külliyen yalan.
Şöyle açıklayayım:


Şimdi bu benim olmam gereken haldi.


Bu da olduğum haldi demeyi çok isteyeceğim hal :)

Ama kim bulabilmiş huzuru sevgilisinde ha.
(Oraya aslında yatı kim bulabilmiş desem olurdu ama sevgiliyle happily ever after bulma eylemi daha imkansız geldi bende onu yazdım, sonuçta lotoyu tutturma ihtimalimiz var )


İşte buna benim halim diyebiliriz, laptopun arkasında ders notları eksik bi tek.
Netten sonra sıra gelirse diye yani.


Aslında bakim sanki bu daha da anlatır gibi beni yaaa.

Neyse zaten anladın sen onu.

Çalışamıyorum.
İstemediğimden değil, istediğimden hiç değil.
Öncesinde dönem başından beri zamanım yoktu, eve zor yolum düşüyordu.
Vee o talihsiz cümleyi kuruyorum şimdi:
Derslere girseydim keşke yaa, aklımda kalırdı hiç olmazsa.
Sınav zamanları ne kadar çalışcam diye şartlansam gereksiz işlerle de o kadar uğraşıyorum.

İşte bende film izledim, kitap okudum, azcık kendime çeki düzen verdim, evcilik oynadım biraz  yemek temizlik falan sonra da demir attım bilgisayarımın limanına.

Nette gezerken bloglara baktım, ordan oraya girerken günlük yazanlarını gördüm ve nası özendim.
Mesela dün.
Boşuna geçirdim onu ben.
Ama günlük gibi bir şeye anlatınca anlam kazanıyor sanki.
Yazacak kadar bir şeyler yapmışım diyorsun en azından.
Sınav psikolojisindeyim, kararlarımın sorgulanmaması; he deyip geçilmesi makbuldür.
Her zaman yazsam naptığımı sıkılırım, bugünlük yapim dedim bende.
Zaten yazdım az-çok günümü ama bide günlükten dinle hak vereceksin farka.

Sevgili Günlük;
Aslında her sınav haftasında olduğu gibi sabahtan kalkıp çalışma planları yapsam da vize haftası geliyoooor diyerekten dağıttığımız için biraz akşamdan kalma olunca geç uyandım tabi.
Zaten o uzman kimse erken saatlerde beyin aktivitesi yüksek olur diyen ve o televizyon programında bunu anneme duyuranı bulmak istiyorum.
Bütün çocukluğum boyunca erken kalkıp çalışılır diye yetiştirilip, e tabi hiç bi zaman da erken kalkamayıp çalışamıcam ben yea, ühüüüü hallerinde dolanmamın sorumlusudur onlar.
İşte yine böyle haldeydim ama kahvaltı önemli dedim, evdeyim de zaten biraz abarttım sanırım.
Herkesleri çağırıp her bişeyleri hazırladım.
Kahvaltı olayı bitip yollayınca milleti baktım ki saat beş.
Mutfağa da veda etmiyim hemen girmişken yemek yapim bizimkilere.
Sonra kapı çaldı öğrencim geldi, bir elimde kalem değil kepçeye, kabarık saçlarıma, alnıma bulaşmış salçaya rağmen tanıdı beni.
Baktım ben aslında Rukiyye'nin bilinmeyen ikiziyimi yemicek; anlaştık sen şu saatte gel dedim.
Temizliğe dalmam da bu vesileyle oldu işte.
Sonra ben ne kadar dağıtmışım böyle kendime çeki-düzen verim moduna girdim.
Öğrencimi de yolladıktan sonra yorgun insan çalışır mı, hayır o zaman dinlenirken de film izlim.
Çok anlatıyorlardı, kime sorsam mutlaka izle, bu yüzden filmimiz : 
A Moment to Remember


Hatırlanacak Bir Anı

Ben filmi sevdim.
İzlenilmelidir, tavsiye ederim.
Biraz ağırdan ilerliyordu ama bana iyi geldi şu zamanda bu işleyiş.
Romantik dram diyeceğim türden.
2004 yapımı.
İkilinin aşkları çok güzeldi.
Ve o durumda olmanın duyguları güzel anlatılıp; aynen yansıtılmıştı.
Hangi durum söylemem, izlemelisin günlük.

Aklımda kalan repliklerinden:

"Bir anı gittiğinde ruh da gider."

"Affetmek kalbine nefretinde küçük bir oda vermektir."

"Kafamın içinde bir silgi var."

"- Bana bu kadar iyi davranma nasılsa unutacağım.
- Ben her şeyi senin yerine hatırlayacağım."


Ben kızın durumunu tahmin etmiştim baştan ama yine de bi tırstım açığa çıktığında.
Kızla nasıl benzeşiyoruz anlatamam.
Bende isimleri aklımda tutamam, çoğu zaman neyi nereye koyduğumu ararım vs ama yoğun olmama bağlıyordum, kafam bi milyon diyordum ama ya.....
Kafamda büssürü görüntü oluştu o kızın yerine kendimi koydum, amanın!

İşte gitti yine psikoloji nasıl çalışcam şimdi ben bu halde?
Üstelikte sakin film seçim demiştim, dizilerinden de bilirim bu Koreliler mutlu son yazar keyfim yerinde olur ama yok.

Kitaplıkta bekleyen kitaplarım vardı, el sallıyorlardı sanki.
Dedim her şey moralim gelsin, sınava çalışayım için :)

Ben ilk kitabını okumamış bekletirken pegasus ikinci kitabını bastı, yaaa günlük.
Bu kadar zaman yoksunu tekim gibi hissediyorum bazen.

Yazarımız Suzanne Enoch
İlk kitabı Bir Öpücükle Başladı Her Şey
Sullivan karakterini baya sevdim :)


Sullivan'ın annesi ölürken oğluna satılmış tablolarını miras bıraktığını söylüyor.
Babası zamanında onu reddetmiş, annesini yüzüstü bırakmış.
O da bu tabloları çalarak kendi intikam planını hazırlıyor.
Ama Isabel'le tanışması bu planları ne şekilde etkileyecek okuyun görün diyorum.

İkinci bizde çıkan kitabı Hep Seni Bekledim


Kitabın karakterleri Phin ve Alyse çocukluk arkadaşı.
Bana sorarsanız da o zamanlardan birbirine karşı duyguları var.
Phin'in neden olduğu bir kaza sonucu abisi sakatlanınca ailesinin yanında kalmaya devam edemiyor ve orduya katılıyor.
Alyse ise itibarını lekeleyecek bir skandal yüzünden evlenememiş Phin'in gidişinin ardından halasına bakıcılık yapıyor. Phin'in dönmesiyle beraber kendini ailesinin karşısında ve bir fransız hırsızın karıştığı olayların ortasında buluyor.
Phin ailesinin düşmanlarını bulamaya çalışırken kılık değiştirecek, Alyse de seçimler yapmak zorunda kalacak.
Sonunu söylemiyorum ben, artık anladın, günlük.

Ama şunu söyleyebilirim ki ben ilk kitabı daha çok beğendim.

İşte bunlarla harcadığım bir günün ardından geç oldu gibi sabah çalışırım artık, nete bakayım uyumadan diyorum.
Blogları gezerken de seni yazayım diye özeniveriyorum.
Aslında sadece vicdanımı rahatlatmak, günüm boş geçmedi diyebilmek, soran olursa niye çalışamadımın bahanelerini sıralayabilmek için.

İşte böyle.
Veee günün sözüyle veda ediyorum sana.

Sevgili günlük,
Ne doğru bir söz değil mi,
Şimdiki sevgililer sadece bir günlük.

9 yorum:

  1. şu kızın boş gününe bak ya ben hep yatıyormuşum :P
    filmi ben çok beğenmiştim ve çok sevdim "şimdi sevgililer bir günlük"
    ayrıca sınavlarında başarılar tatlım ne zaman bitiyor bayrama gel özledim :)

    YanıtlaSil
  2. kitabın ön kapağı yerine arkasıyla tanıtımı ilk defa görüyorum doğrusu:D
    umarım derslerin kalmaz bu çalışmayla

    YanıtlaSil
  3. Filmi tavsiye etmişsin kitaplar hakkında çok yazmamışsın tavsiye etmiyormusun?Daha önce mail attıın kitapları çok beğendim yeni tavsiye istiyorum:)

    YanıtlaSil
  4. Ben sevdim günlük işini sen tut okuyalım biz:)

    YanıtlaSil
  5. liveanım gel mi dedin sen bayramda Türkiye'desin yaniii ??
    ve haberi burdan veriyosun :@
    istanbulda mı kalrsın izmire mi gecersin ?
    inanmıyorum insan önceden söler ya
    ama ben ananemlere gidiyorum eve gitmicem öle karar aldm :):(
    atla sen gel ne kadar kalcan biseler ayarlarız
    benim bayramdan önce-sonra var hep sınavlar
    bazı dersim 2 vize olunca


    adsız arkadasım ben kitapları ön kapağına bakıp değil de arkasındaki yazısına göre aldığımdan böle koymayı daha uygun buldum :)


    zeynebim sana ilk kitap tavsiyemdir
    historical romance okumamış birisine başlangıç için daha başka kitaplar öneririm ama bu türü takip ediyorsa keyifle okur bunları da
    sana mail attım yeni kitaplar hakkında bakarsın ;)


    ahmetim bilmiyorum belki ara ara yazarım günlüğe belli olmaz ;)

    YanıtlaSil
  6. "Senin de duyguların varmış" bak önemli nokta bu, "bana aptal dedi yeaa" diye her kavgadan sonra zırlamalar, arkadaşların başını ağrıtmalar yoksa olmuşsun demektir ki bu ders çalışacağına oje sürmeyi dahi affettirir :))

    YanıtlaSil
  7. :)
    vize affetmedi ama ezdi geçti :(
    bunun daha finali var diye avunuyorum, onuda atlatınca ihtiyaç olur diye daha yaz okulu var yaa cümlemi hazır tutuyorum ;)

    YanıtlaSil
  8. geliyorum tabi ya telefondan aradım açmadın mesajımda okunmamış:@ sana telefonla ulaşmak ne mümkün!!!
    3 hafta kalırım izmir de olurum ama sen gelemiyorsan antalyayada inerim yani sen yeterki çağır :P
    ve bak şu telefona...

    YanıtlaSil

Fikr-i Beyan: