Hayatla iletisimde: Bana Malahitini göster sana kim olduğunu söyleyeyim.

26 Ocak 2012 Perşembe

Bana Malahitini göster sana kim olduğunu söyleyeyim.

Bir önceki yazımda bahsettiğim üzere çalışmaktayım okuyucu; işteyim
Ya da markamızın altında yazdığı gibi;
"Değerli Taşların Tasarımla Buluştuğu Nokta" da.
Diğer bir deyişle değerli-değersiz müşterinin rapunzell ile buluştuğu nokta burası.

Her türden insanı tanıdığımı düşünürdüm; yanılmışım.
Esnaf ne yapsa haklıdır; bakın o kadar söylüyorum.

Bizim insanımıza bir şey zaten beğendirmek zor..
Hadi beğendi diyelim, ille pazarlık edecek.
Kayseriliden daha Kayserili olurken de işçiliğe değer vermeyecek.

Mesela bizim işimiz bijüteri değil mücevherat diyerek fiyatlarını mazur göstermeye çalıştığımız 'ay aşırı pahalı'cılar
ile
Elbette gerçek onlar diyerek napsak inandıramadığımız 'nasıl bu kadar' ucuz diyen çok bilmişler
ölümüne kapışırlar pazarlıkta.

Kimi zaman 'kim' lafından başka sözcük dağarcığı olmayan insanlara laf anlatmaya çalışırız:
"Beyefendi bizim ürünlerimiz tasarım olduğu için fotoğraf çekmek yasak."
"Kim fotoğraf çekiyor?"
"Siz? Lütfen kamerayı kapatır mısınız?"
"Kim diyor?"
"Patronumuz ürünlerinin çekilmesini istemiyor."
"Kim o kim?"
"Bakın-"
"Ben bi görüşem onunla, kim? Kimmiş söyleyin ... Kim o kim?"

Bazen de gelenler bize bizim mesleği öğretmeye çalışır;
"Gerçek inci mi bunlar?"
"Elbette. Deneyebilirsiniz, soyulmaz."
"Doğuruyor mu?"
"Nasıl?"
"Gerçek inci dediğin doğurur."
"Uygun şart ve zamanda olacak bir şey o ama ille doğurur diyemeyiz.
Karanlık ve nemsiz bir ortamda saklanması lazım."
"Ama gerçek inci doğurur, doğurması lazım."
Burada uzun bir inci doğumu belgeseli araya giriyor.
"Ben incilerimi pudralıyorum, sonra kilerde bekletiyorum doğurması için."
"Biz damızlık olsunlar diye değil, takılsınlar diye satıyoruz" diyemiyoruz tabi.


Bazen de özenerek düzenlediğimiz vitrinlerin camlarını yeni silmişken bayanın biri gelip çocuğunu oturtarak altını değiştirmeye kalkıyor!
Hem de avm'nin tam orta yerinde.
Şaşkın bakışlarla olayı kavramaya çalışan bize bakıyor, gülüyor ve
"Annecim, ablalara merhaba yap!" diyebiliyor.


Ya da yarım saat boyunca hediye bakıyorum diyerek tüm takıları üzerimde denettirmeye kalkmış kişi "Aslında benim hediye alacak kimsem yok, size alabilir miyim?" ile ağlanacak halime güldürebiliyor.
Buna benzer bir vakayı da bir turist ile yaşadım.
Maalesef koca avm'de dil bilen tek kişi olan bana yabancılara yardım işi düşüyordu.
Daha sonra beni yerime kadar geçiren adam gelmişken bir hediye almalıyım dedi ve beraberce seçtik.
Paketleyip uzattığımda yardımların için bunu sana aldım dedi o hızla gözden kayboldu!
"Ama kabul edemem" yakarışlarımla elimde paket kalakalmıştım.

En güzelini de en sona sakladım:
"Makalin taşı var mı? Ben ondan almıştım geçende."
"?? Malahit?"
"Evet, evet ondan."
Ürünler gösterilir falan işte o an, tam kadın konuşmadan önceki var ya, ağzımızın son kapalı olduğu an olacaktır.
"Bu yüzüğü ikiz bebeği olan bir kadın almalı. Bakın ikiz bebek var taşın içinde."
Biz şaşkınızdır; o da hız kaybetmeden diğer ürünler ile falına devam eder.
"Bakın bunda da hamile bir kadın var. İşte şurası karnı ... Benim geçen aldığım taşın içinde üç kişilik bir aile vardı, bize uyduğu için almıştım zaten. Siz bunu nasıl bilmezsiniz bu işin içinde bilmiyorum. Aaa şu taşın içinde de tek taş pırlanta var. Bunu bir genç kız alacak ..."
Ve işin kötü tarafı kadın gittikten sonra bile ne kadar baksak, kime göstersek dediği şekillere rastlanılamaz.


Dip Not: Malahit yeşilin çok hoş tonları olan kendisinden desenleriyle ünlü 'kraliçe taşı' olarak da anılan bir maden. İlk keşfedildiğinde zamanın kraliçesinin sadece bana özel olmalı diyerek halkının kullanımına yasakladığı taşımızın neşe ve huzur vermesi, empati yeteneğini geliştirmesi, kalbe iyi gelmesi, sıkıntılardan kurtarması gibi özellikleri bilinmektedir. Başak, terazi ve oğlak burcunun taşı olarak da tanıtılabilir :)

2 yorum:

  1. Ahahahah diyaloglar çok güldürdü beni :D yazamıyorum diye geldin bir geldin pir geldin, demekki hırs yapınca yapamayacağın bir şey yok yapamıyorum desende :) bir daha öyle uzun aralar verme hep yaz sen :)

    YanıtlaSil
  2. Big Dreams; teşekkür ettim, biliyorsun durumları.
    imkan olduğu her zaman yazarım, şaşmaz :))

    YanıtlaSil

Fikr-i Beyan: