Hayatla iletisimde: Gece

22 Mart 2013 Cuma

Gece

"Gece vakti kimdir kapıyı çalıp gelen
Yitirdiğim bir mutluluk mu
Habercisi mi gelecekteki bir mutluluğun

Gece vakti kimdir kapıyı çalıp gelen

İçimde bağıran acılar mı
Serseri, başıboş bir rüzgar mı

Gece vakti kimdir kapıyı çalıp gelen

Ansızın çıkıp gelen bahar mı

..."
Ataol Behramoğlu

Bu gece ise gelen benim okuyucu :)
Biliyorsun ki yeni bir başlangıç yaptık burada.
Bu vesile ile değişiklik iyidir dedik ve bir yenilendik.
Şöyle bir nostalji yaparsak,

Bu ilk merhaba deyişimizmiş efenim;
-pek bir kız işiymiş ya bu.

Sonra böyle bir değişime gitmişiz...
-evet; o pembeler, kuru kafalar ben bir ergenim diye bağırıyor, farkındayım, evet.

Veee yeni temamız da bu oldu.
"Gece yıldızlardaydı ve yıldızlar uzaklarda üşürler..."

Yeni bir başlık resmi bulamasak da, adını da mı değiştirsek emin olmasak da (eh pek iletişimci sayılmam artık)
eskisi gibi güllü pembeli konseptimiz olmasa da (başa dön animasyonunu saymayıver canım)
hayatımda pek değişen bir şey olmadı okuyucu inan.

Bir diploma, birkaç kurs belgesi daha...
Biraz daha elim ekmek tuttu belki ama o kadar.
Ha birde
hep hayal ettiğim gibi İstanbul'dayım artık.

Peki birden pembelere veda edişim nedendir, değişim değilse?

Yaşlanıyor muyum ne?
Ya da içim mi karardı?
Yoksa bir gece tenhada bir vampir tarafından ısırıldım da gecelere düşkün oldum?

Hiçbiri değil...

Aslında geceye düşkün de yalnız vampirler değil.
İç karartıcı hiç değil.
Ne öyleyse?
Çünkü gece bilinmezlere açılır.
Gizemlidir,
ay ışığıdır,
biraz ıssızdır, biraz da yalnızlıktır.
Belki de uçsuz bucaksız karanlığa bakıp yalnız değiliz diyebilmek
yağmurdan sonra gök kuşağı çıkmayacağını bilmek, karanlığı sevmektir.
yıldız kayması, dilek tutmasıdır.
Hem romantik hem korkutucu hem şiirsel olandır.

Gece her zaman için merak uyandırıcı, sevilendir.
Annemin deyişiyle gece yatmaz, gündüz kalkmaz olan ben geceyi gündüze tercih etmişimdir.

ve unutma okuyucu, bu gece, yarın gece, belki her gece, belki de bir gece
ansızın gelebilirim :)

2 yorum:

Fikr-i Beyan: