Bu günlerde azcık zora geldim, koşuşturuyorum ya;
hayalim üç cümle oldu, o da şöyle:
hayalim üç cümle oldu, o da şöyle:
öğlen üçe beşe kadar uyuma,
sultan sofrası kahvaltı (+öğlen yemeği+ikindi çayı... E saat böle olunca),
sonrasında da napsam napsam ki die düşünüp öylesine takılırken aaa şu gelen ışık güneş değil mi, uykumda geldi gibi diyerekten bu rutine devam.
Yanıma da onu alsam...
Yanıma da onu alsam...
Çok şey mi istiyorum yaa ??
Soğuklarda geldi ya sıcak yatağımdan, kucağımdaki casper'ımdan ayrılasım yok.
Onları gece uykumdan çalabilirsem görebiliyorum.
Soğuk demişken de göreniniz şu meşhur küresel ısınmaya benden selam sölesin burayı unuttu mudur nedir resmen küpsel soğuma yaşıyoruz.
Küp: bizim ev
Zaten bir bilseniz nasıl eserekli bir iklime sahibiz anlatamam.
Aynı gün kar, yağmur, güneş görmüş; sabah montla okula gidip öğleden sonra t-shirtle gezen bi insan olup çıktım.
Ya nerden de girdim hava konusuna daha kaptırsam yazcam.
Aslında çok farklı bir şeyden bahsetmek istiyorum.
Hiç vaktim yok kendime bile.
Bir koşuşturmacadır gidiyor.
Okul, iş, kurs, vs, vs
Şu okula gelirken kendime sözlerim vardı.
Öss stresi bittiğinde bitecekti sanki her şey.
Öss stresi bittiğinde bitecekti sanki her şey.
Her gün en az bir kitap, bir film, bir bilgi ...
Sevdiğim her şeye zaman bulacaktım.
Şimdiyse sevgilimle bile randevulu sisteme geçtik.
-Ee ne zaman yapıyoruz?
-Pazartesi şu saatte iyidir bana.
-Yaa o saatte şu var.
(burda uzuuuun bi gün saat tartışması mevcuttur)
-(En sonunda sıkılmış olarak) Tamam ya biz telefondan sürdürelim artık, niye görüşüyoruz ki zaten!!
-Tabi ya sonra da operatörümüzün telefonlarımıza verdiği yetkiylen evleniriz, güzel fikirmiş
...Gülüşmeler...
En sonunda takvimleri elimize alıp saat hesaplarıylan uğraşarak başarıyoruz bu hafta görüşebilebilmeyi...
-Ee ne zaman yapıyoruz?
-Pazartesi şu saatte iyidir bana.
-Yaa o saatte şu var.
(burda uzuuuun bi gün saat tartışması mevcuttur)
-(En sonunda sıkılmış olarak) Tamam ya biz telefondan sürdürelim artık, niye görüşüyoruz ki zaten!!
-Tabi ya sonra da operatörümüzün telefonlarımıza verdiği yetkiylen evleniriz, güzel fikirmiş
...Gülüşmeler...
En sonunda takvimleri elimize alıp saat hesaplarıylan uğraşarak başarıyoruz bu hafta görüşebilebilmeyi...
İşte bu günkü bana bu cümleleri kurduran ruh halimi şu resme borçluyum.
Bir de azcık hasta oluşuma.
Yoksa bu saatte <home sweet home> hallerimde nette olamazdım.
-Nasıldı?-
Düşünüyorum da şu an bitecek olsa bu soruya cevabım yok.
Biriktirdiklerimde nasıldılara değil nasıllara cevabım var.
Bitmiş bir şeyim yok hayatta daha, biteceklerim var.
Sonralarım var benim çünkü, dahalarım var.
Sonra yaparım, sonra bakarım, sonra...
Daha zamanım var, daha göreceklerim var, daha...
Ya yoksa; dahası, sonrası yoksa?
Elimde kalan bir şey de yok demektir işte.
Ana fikrimizse yaşadığımız sürece hiç bir şeyin ertelemeye gelmediği.
İnsan ister istemez erteliyor yav... =|
YanıtlaSilŞimdi bende tırstım, ya her şey için çok geçse..
e maksat kelimelerle oynamaksa şu blog aleminde cevabım; geç olsun da güç olmasın :))
YanıtlaSil