İnsan beyni gerçekten karmaşık bir yapı olmakla beraber aslında işleyişi basittir.
Hani derler ya öğretmenler günde bir tekrar ile alınmayacak not yoktur diye
Doğrudur.
Beyne en çok ne ile ilgili veri girerse onu işler.
"İnsanın fikri neyse zikri odur." da derdi ananem.
Giriş için yeterli olmadıysa bir de şu var;
İlkokuldan beri bağımı koparmadığım, daha sonrasında komşu da olarak kardeşten farksız olduğumuz bir arkadaşım vardır.
Ben üniversiteye kayıt olduğumda o da açıktan liseye kaydolmuştu.
Çalışmaya başladı birde, okurken.
Ne zaman eve gittiğimde görüşsek bana işinden bahsederdi.
İşte şöyle oldu, işi böyle yapıyorum vs.
Bende okuyordum, bende çalışıyordum o sıralarda; üstelik farklı bir şehirdeydim ama bahsederken böylesine şevkle, her bir ayrıntıyla süslemiyordum.
Çünkü anlatılacaklar hep o çalışma arkadaşlarının arasındaki muhabbet olup başkasıyla o kadar iyi gitmezdi.
Çalışmaya başladı birde, okurken.
Ne zaman eve gittiğimde görüşsek bana işinden bahsederdi.
İşte şöyle oldu, işi böyle yapıyorum vs.
Bende okuyordum, bende çalışıyordum o sıralarda; üstelik farklı bir şehirdeydim ama bahsederken böylesine şevkle, her bir ayrıntıyla süslemiyordum.
Çünkü anlatılacaklar hep o çalışma arkadaşlarının arasındaki muhabbet olup başkasıyla o kadar iyi gitmezdi.
Hem bir insanın hayatı işten ibaret mi olur?
Ben daha çok tanıştığım insanlardan, gördüğüm yerlerden bahsetmeyi seviyordum.
Ben daha çok tanıştığım insanlardan, gördüğüm yerlerden bahsetmeyi seviyordum.
Derken bu sene düzenli bir işim olduğunda eve yorgun argın geldiğimde bile anlatmayı sevdiğimde anladım.
Daha doğrusu ev arkadaşlarımın yüzünde gördüm, benim arkadaşıma baktığım ifadenin aynısını.
Bende yapıyordum.
Gün içinde en fazla zamanımı işte geçiriyordum ve beynim en fazla veriyi iş konusunda alıyordu.
Artık hayatı işinden ibaret bir yetişkin mi oluyordum?
Demek hobiler bu yüzden vardı.
Cv'de bile hobilerimizden bahsetmemizin zaten bir nedeni olmalıydı.
Gelişmeyi de tamamladığımıza göre artık sonuca, bir ana fikre varmamız gerek ama inanın hiç bir fikrim yok.
Yani elbette şuraya bir şeyler anlatmaya geldim ama ne yazarsam daha benim yeni keşfettiğim ve tam oturtamadığım tavsiyemi tam verebilirim bilmiyorum;
deniyorum :)
Bildiğim biz insanlar sosyal varlıklarız, temel tek düzeliklerin dışında harekete farklılıklara ihtiyacımız var
ve
beynimizin işleyişi de belli olduğuna göre (bknz: ananemin lafı)
hayatımız sadece iş, sadece okul veya sadece aileden ibaret olmamalı.
Asında sadece hobilerden de ibaret olmamalı.
Konuştuğumuzda bahsettiklerimiz evrenin gerçekleri, dünyayı nasıl kurtarırız falan olmak zorunda da değil elbet
ama
Tek yapabildiğimiz 'ben buyum'u anlatmak da olmamalı.
Neyse toparlıyorum;
Kendini geliştirmenin yaşı, yeri, zamanı yok.
Neyle meşgul olursak olalım her zaman genel kültür ve insan ilişkilerine yönelik bir şeyler öğrenmemiz, araştırmamız ve deneyimlememiz mümkün.
Yeter ki hayatın bize sundukları arasında o tekdüzeliğe dalmayıp etrafımıza da bakalım.
Beynimizin işleyişini salt yapabiliyoruz diye tekdüzeliklerle harcamayalım.
***
Bir konu daha var ki bahsetmek istediğim;
Dostlarınla bir araya geldiğinizde hani o seni hiç ilgilendirmeyen işte nasıl başarılıymış, hocaları ne kadar gıcıkmış ve ya sevgiliyle tekrar barışmaları gibi konularda anlayışlı olman gerektiğini bil.
Çünkü fark etsen de fark etmesen de sen de aynı şeyleri yapıyorsun.
İşte böyle okuyucu...
Yazıya en uygun olduğunu düşündüğüm parçayla veda ederken
iletişimin bol ola diyorum :)
baskalarinin hayat hikayelerindeki karakterlere istesekte istemesekte tanisiriz ve kendi hikayemizdeki karakterleri baskalarina bir sekilde tanistiririz.
YanıtlaSilBu böyle gerçekten :)
Sil