Sıcak iklim çocuğu olarak büyüyen ben kışın televizyonda kar haberlerini izler ve yolları kapanan o çaresiz insanlara özenirdim.
Hatta uyumadan önce kendi kendime kar kraliçesi, kar şövalyesi hayalleri kurmayı severdim.
Bazen bir ağacı yerinden çıkararak yolları açardım ve köylüler bana teşekkür için bir kardan adam sunarlardı.
Bende atkımı ona dolayarak teşekkür eder bir sonraki köyü kurtarmaya yola düşerdim falan.
Kabul, çok mantıklıydılar demiyorum ama daha küçüktüm tamam mı? :)
Hatta seneler öncesi bir ara kar yağmıştı da okul tatil olmuştu.
Ne yazık ki erimekte acele ederek öğleden sonraya pek kalmamış, kardan adam hayallerimiz 5cm'i geçememişti.
Düşünüyorum da insan o kadar özlemle beklediği şeyden bu kadar şikayetçi olabilir mi?
Eyvallah, oynadık.
Hatta kardan adamlardan ordular yaptık...
Ama artık bitmeli der mi?
Yazı özledim okuyucu.
Etraf bembeyaz harika görünse de ben gölgesine sığındığım güneşimi özledim.
Kat kat giyinmiş bir halde evde bile burnumdan çıkan havanın buharını görebilirken tek yapabildiğim yine hayal kurmak.
Çiçekler açmış bir çayırın ortasında battaniyeler yerine üzerimde ince bir yazlık elbise onların kokuları etrafımdayken uyuyorum ve güneşin dokunuşunu tenimde hissedebiliyorum.
Biliyorum yaz da gelip neden bu kadar sıcak, ah bembeyaz karlar vardı diyeceğim.
Ama sanırım insan biraz böyle.
Ne tam olarak ne istediğini bilebiliyor ne de ona sahip olunca olabilecekleri.
Sadece istiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Fikr-i Beyan: