Bu başlık ne böyle demeyin,ruh mu çağırıyorsun hiç demeyin.
Ruh çağırıp da uğramasına hiç ihtimal vermezken gelivermesi gibi belki de aşk.Hem aşk insanda akıl mantık bırakmaz demezler mi,sen benden mantıklı başlık bekliyorsun.
Yazdığı konularda bazen fikirdaşı olup bazen desteklemesem de yine de her daim yazılarını takip ettiğim 8ex-en8 beni mimlemiş.Teşekkür ettim.
Aslında ne zamandır ilgilenemiyordum blogla, ne yazabiliyor ne de okuyabiliyordum; mimlendiğimi yeni farkettim o yüzden bu kadar geç oldu yazı.
Malum sınavlar, ardından iş gelince durum bu.
Bir mimim daha varmış ama sonra yazıcam onu da.Ve öğrendim ki aslında bu mim birilerinin araştırmasına dayanıyormuş.
Aşk, üzerinde düşündüğüm ama yazayım diyecek kadar güvenmediğim bir konuydu.Bu sayede el atmış oldum, hayırlsı :)
Aslında yazıp yazmama durumu birazda 'ben aşka çok inanmıyorum ama yok da diyemiyorum'dan kaynaklanıyordu.Peki neydi bu aşk?
Genel olarak bir insan sürekli ondan bahsediyorsa, onunlayken hiç bir şey istediği gibi gitmiyorsa, sahipleniyorsa, her haltını ezberden sayabiliyorsa, lafı geçince bile heyecanlanıyorsa, bakmadan ne yaptığını söyleyebiliyorsa, her bildirimde mesajda aklından geçen isim oluyorsa aşıktır deriz biz.
Ve işte o an ya, yazı bitsin de öyle gelsin dediğim bi nevi tıkanma durumu.Ben kiiiim; aşk kimm diye geçiriyor içimden, ne yazim ki diyorum şu an.Baktım ilham perimden fayda yok, seni yüzüstü bırakır mıyım okuyucu; bulur buluşturrum evellallah :)
Görsel yaklaşım:
şu
E vermişken evlilik eksik kalmasın.
Gözler kalbin aynasıdır yaklaşım:'Herkesi' ona benzetiyorsan, aşıksın demektir. Eğer onu 'herkese' benzetiyorsan, artık yalnızsın demektir.
Aşkın 'ben kimsenin canını yakmadım onlar benim ateşten olduğumu bilerek geldiler' dediği yaklaşım: İnsanlar gelmeleriyle yalnızlıklarını dağıtanları severler, gitmeleriyle kendilerini yalnız bırakanlara aşık olurlar.
Realist yaklaşım:Aşk öyle bir hastalıktır ki 2 kişiyi aynı anda yatağa düşürür.
Ne ekersen onu biçersin yaklaşım:Aşk mutluluğunu bir başkasına emanet etmek ve karşılığında onun mutluluğunun sorumluğunu almaktır.
Denklemci yaklaşım:Aşk yazarken <3 şeklinde gösterilir.
Aşk<3, yani küçüktür 3'ten.
Ya iki kişi sever birbirini ya da karşılıksız sever biri.
Kaderci yaklaşım:
Kulaktan kulağa oynamaya benzer aşk sen ona söylersin o bir başkasına.
Varoluşçu yaklaşım:
İki farklı insanın ruhundaki çatlakların birbirini tutan menteşelere dönüşmesidir aşk.
Feminist yaklaşım:Erkek şöyle düşünür; isterse başkasını sevsin, yeter ki sevişmesin.
Kadın da cümle tersine döner, isterse başkasıyla sevişsin, yeter ki sevmesin...
Çünkü kadına göre vücudun merkezi yürek, erkeğe göre etek.
Erkek eteği paylaşamaz, kadın ise yüreği.
Şoförsen bas gaza, aşıksan vur saza yaklaşım:
(en aşka yaklaştığım zamanlarda kavuştuğum şarkı olduklarından gerek)
Aşk anlatılmaz görülür yaklaşım:(üstüne kaç film izlediysem de değiştiremedim)
Gone with the wind
It happened one night
Dr Zhivago da eklenebilir.
Sahnelenebilir yaklaşım:Romeo ve Juliet :)
Sayfalardan taşan yaklaşım:(değişiyor genelde ama aklıma geleninden)Margaret Mitchell - Rüzgar Gibi GeçtiJudith McNaught - Sonsuza KadarAnna Campbell - MahremLisa Valdez - TutkuElizabeth Hoyt - Çirkinin Aşığı(farketmesem uzadığını daha eklicem)
En güzeliniyse kapanışa sakladım:
"Yüz yıllardır oynanmasına rağmen hicbir seyirci sahneye fırlayıp Romeo'nun zehiri içmesine engel olmamıştır.Sonunda geminin batacağı bilindiği halde, Titanic defalarca izlenmistir.Bitecektir korkusuyla aşktan kacarsan hayattan tat alamazsn.Çünkü Romeo ölmeli,
Ruh çağırıp da uğramasına hiç ihtimal vermezken gelivermesi gibi belki de aşk.
Yazdığı konularda bazen fikirdaşı olup bazen desteklemesem de yine de her daim yazılarını takip ettiğim 8ex-en8 beni mimlemiş.
Aslında ne zamandır ilgilenemiyordum blogla, ne yazabiliyor ne de okuyabiliyordum; mimlendiğimi yeni farkettim o yüzden bu kadar geç oldu yazı.
Malum sınavlar, ardından iş gelince durum bu.
Bir mimim daha varmış ama sonra yazıcam onu da.
Aslında yazıp yazmama durumu birazda 'ben aşka çok inanmıyorum ama yok da diyemiyorum'dan kaynaklanıyordu.
Peki neydi bu aşk?
Genel olarak bir insan sürekli ondan bahsediyorsa, onunlayken hiç bir şey istediği gibi gitmiyorsa, sahipleniyorsa, her haltını ezberden sayabiliyorsa, lafı geçince bile heyecanlanıyorsa, bakmadan ne yaptığını söyleyebiliyorsa, her bildirimde mesajda aklından geçen isim oluyorsa aşıktır deriz biz.
Ve işte o an ya, yazı bitsin de öyle gelsin dediğim bi nevi tıkanma durumu.
Ben kiiiim; aşk kimm diye geçiriyor içimden, ne yazim ki diyorum şu an.
Baktım ilham perimden fayda yok, seni yüzüstü bırakır mıyım okuyucu; bulur buluşturrum evellallah :)
Görsel yaklaşım:
E vermişken evlilik eksik kalmasın.
Gözler kalbin aynasıdır yaklaşım:
'Herkesi' ona benzetiyorsan, aşıksın demektir. Eğer onu 'herkese' benzetiyorsan, artık yalnızsın demektir.
Aşkın 'ben kimsenin canını yakmadım onlar benim ateşten olduğumu bilerek geldiler' dediği yaklaşım:
İnsanlar gelmeleriyle yalnızlıklarını dağıtanları severler, gitmeleriyle kendilerini yalnız bırakanlara aşık olurlar.
Realist yaklaşım:
Ne ekersen onu biçersin yaklaşım:
Denklemci yaklaşım:
Aşk<3, yani küçüktür 3'ten.
Ya iki kişi sever birbirini ya da karşılıksız sever biri.
Kaderci yaklaşım:
Kulaktan kulağa oynamaya benzer aşk sen ona söylersin o bir başkasına.
Varoluşçu yaklaşım:
İki farklı insanın ruhundaki çatlakların birbirini tutan menteşelere dönüşmesidir aşk.
Feminist yaklaşım:
Erkek şöyle düşünür; isterse başkasını sevsin, yeter ki sevişmesin. Kadın da cümle tersine döner, isterse başkasıyla sevişsin, yeter ki sevmesin...
Çünkü kadına göre vücudun merkezi yürek, erkeğe göre etek.
Erkek eteği paylaşamaz, kadın ise yüreği.
(en aşka yaklaştığım zamanlarda kavuştuğum şarkı olduklarından gerek)
Aşk anlatılmaz görülür yaklaşım:
(üstüne kaç film izlediysem de değiştiremedim)
Gone with the wind
It happened one night
Dr Zhivago da eklenebilir.
Sahnelenebilir yaklaşım:
Romeo ve Juliet :)
Sayfalardan taşan yaklaşım:
(değişiyor genelde ama aklıma geleninden)
Margaret Mitchell - Rüzgar Gibi Geçti
Judith McNaught - Sonsuza Kadar
Anna Campbell - Mahrem
Lisa Valdez - Tutku
Elizabeth Hoyt - Çirkinin Aşığı
(farketmesem uzadığını daha eklicem)
Titanic batmalı,
ama
AŞK her şeye rağmen yaşanmalı."
İşte böyle okuyucu
Her şeye rağmen sana çiçekli böcüklü, bol gülüşlü ama daima kontrollü aşklar dilerim.
Umarım kısa zamanda görüşürüz, anlatacak çok şeyim var, ama yazamasam da giremesem de burda bi blog var uzakta işte o benim bloğum ve kalbim seninle :P
"sevmek çiftleşmek değil tekleşmektir" Cemal Süreyya bu da benden:)
YanıtlaSilbuna da felsefi bi yaklaşım diyebiliriz teşekkürler :))
YanıtlaSil